Kutsal bir tarafı var o yüzden hekimim
Tek bir insan, iyi ve güzel bir dünya yaratmak için ne yapabilir? ‘Kurtulması çok zor’ denilen 15 bin çocuğu ücretsiz ameliyat ederek onları hayata bağlayan Ord. Prof. Dr. Afksendiyos Kalangos’u tanıdıktan sonra ‘Çok şey yapılabilir’ diyeceksiniz.
Dünya onu kalp hastası çocuklar için ‘Son Umut’ olarak biliniyor. Kendi ülkelerinde ‘tedavi edilemez’ denilen kalp hastası çocuklar ‘Bir de o baksın’ denilerek Cenevre Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Kürsü Başkanı olan Ord. Prof. Dr. Afksendiyos Kalangos’a sevk ediliyor. Ve Kalangos’un ameliyat ettiği çocuklar sağlıklı bireyler olarak hayata dönüyor. Geliştirdiği 14 yeni kalp tekniğiyle Nobel Tıp Ödülü’ne iki kez aday gösterilen Kalangos, 15 bini ücretsiz olmak üzere bugüne kadar 23 bin çocuğu ameliyat etti. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’ni birincilikle bitirdikten sonra eğitimini Avrupa ve ABD’de sürdüren Kalangos, kurduğu Herkes İçin Sağlık Derneği ile gelişmekte olan ülkelerdeki kalp hastası çocuklara yardım eli uzatıyor. Türk ve İsviçre vatandaşı Kalangos’un son hastalarından biri de Türkiye’den Nilay Gülce Buyuklı.
-Sizin için ‘Son Umut’, ‘Yardım meleği doktor’ deniyor. Yoksul ve çaresiz çocuklara yardım eli uzatan hekimlik süreciniz, nerede nasıl başladı? İstanbul’da sizi etkileyen bir şey yaşamış olmalısınız.
Ben İstanbul’da doğdum. 1984 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni birincilikle bitirdim. Siyami Ersek Hastanesi’nde uzmanlığımı tamamladım. 1991 yılında Londra ve Paris’te ünlü çocuk kalp ve damar cerrahisi doktorların yanında çalıştım. ABD’de yeni doğan eğitimi aldım. İsviçre’de 41 yaşımda Ordinaryüs oldum. 2001 yılında fakültenin Kalp ve Damar Cerrahisi Kürsü Başkanlığı’na, sonra tüm kalp bölümü direktörlüğüne atandım. Benim babam Konstantin Kalangos, İtalyan Hastanesi Başhekimi’ydi ama haftada iki gün Yeşilköy’deki evinde hastaları ücretsiz muayene ederdi. Sonra ihtiyacı olanlara yardım ederdi.‘Baba para almadan muayene ediyorsun iyi ama neden üste bir de para veriyorsun?’ diye sorduğumda ‘Oğlum bu insanlara teşhis koyduk ama ilaç alacak paraları yok’ demişti.
-Ve siz de babanızın yolundan yürüdünüz...
1988 yılında Herkes İçin Kalp Derneği’ni kurarak, gelişmekte olan ülkelerdeki yoksul ailelerin kalp hastası çocuklarına tedavi fırsatı yaratmaya çalıştık. Yardımsever bir dernek. 15 gelişmekte olan ülkede kurduğumuz merkezlerde, 15 bin çocuğu ücretsiz ameliyat ettik.
-Bu dernek nasıl çalışıyor? Yardım edilecek çocuklara nasıl ulaşılıyor ya da onlar sizi nasıl buluyor?
Dernekte 30 ülkeden gönüllü 350 hekim ve hemşire var. Uluslararası bir network ağımız var internette: www.globalheartnetwork.net. Aileler internetten bu networka çocuklarının dosyalarını yükleyerek bize başvuruyor. Çocuğu ve ailesini, uçak biletlerini de alarak gönüllü hastanemizin olduğu en yakın ülkeye ya da Cenevre’ye taşıyoruz.
-Bir çocuğun kalp ameliyatı maliyeti nedir? Binlerce çocuğu ameliyat maliyetini nasıl karşılıyorsunuz?
Dernekte biz hekimler ücretsiz ameliyat yapıyoruz ama yardımseverler de maddi yardımda bulunuyor. Ayrıca biz bu açık kalp ameliyat malzemelerini normal fiyatlardan almıyoruz. İmal eden şirketler, yardımsever fiyat paketi kapsamında bize maliyetine veriyor. Tabii ameliyata giden personelin yol, konaklama ve yemek maliyetleri var. Ameliyat ve takip süreçleri ortalama 10 gün sürüyor. Her ameliyat iki bin euro. Yani bir çocuğun hayatını kurtarmak 2 bin euro.
-Sizi çok etkileyen çocuklar olmuştur mutlaka...
Olmaz mı, hepsi ayrı ayrı trajik hayat öyküleri. Ama Gürcistan’da tedavi ettiğim 11 yaşındaki Elka aklıma geldikçe tüylerim ürperir. Elka’nın kalbinde tümör keşfediyorlar, sağ karıncığı işgal etmiş. ‘Buna artık bir çare yok ama İsviçre’den bir hoca var, git bir de ona göster. O yaparsa yapar, yoksa ölüme mahkum’ demişler. Aile varını yoğunu satıyor Cenevre’ye gelmek için. Milyonda bir görülen bir tümör vakası ve büyük ameliyat gerekiyordu. ‘Bu ameliyatı yapmazsak çocuk’ ölecek dedik ve işe soyunduk. Ameliyat başarılı oldu, 15 gün sonra taburcu oldu. O sırada çocuğun elinde bir tahta kutu vardı. Tercüman eşliğinde bana teşekkür ederken, tercüman anlatırken ağlamaya başladı. Ne olduğunu sorunca şunu söyledi: ‘Beni sağlığıma kavuşturdunuz. Size daha güzel bir hediye vermek isterdim ama biz çok fakiriz. Sürekli oynadığım bu kutunun içine öpücükler koydum, size vermek istiyorum.’ O kutu Cenevre’deki büromda, masamın başında şimdi. Her sabah ofisime gittiğimde, o kutuya bakar ve bu mesleği neden yaptığımı daha iyi idrak ederim. Bu çocuklar için yapıyoruz işte. Hekimliğin kutsal tarafı işte bu. Meslektaşlarımız bu kutsal tarafı kaybetmesin. Elka büyüdü, sizin benim gibi sağlıklı bir insan oldu. Şimdi bir reklam şirketinde çalışıyor. Her özel günde beni arıyor, dualarını gönderiyor.
-Neden İstanbul yerine Cenevre’yi seçtiniz?
Burada ihtisasımı tamamladıktan sonra ilim yapmak, araştırma yapmak istediğim için gittim. O sırada, yani 80’li yıllarda Türkiye’de büyük araştırma projeleri yoktu. Türkiye’de bu tip araştırmaları yapabilecek doktorlar var ama finansman ve ekonomik sıkıntı sorunu vardı. Halen daha öyledir. Bu yüzden yurtdışına gittim.
Bir damla olsa bile önemli
-Bu yardım faaliyetleri, tarif edilmez bir mutluluk veriyordur size. Ne hissediyorsunuz?
Bu mutluluk tarif edilemez. Düşünebiliyor musunuz, yani o insanlar için siz bir kurtarıcınız! Afrika’yı düşünün. Zaten özel hastane yok, devletin sunamadığı bir sağlık hizmetini siz gidip ücretsiz olarak sunuyorsunuz. Ve bu çocuklar ameliyat olmazsa ölüyor. Dünyada 10-15 milyon çocuk açık kalp ameliyatı bekliyor. Bu çocukların yüzde 50’si ameliyat olmazsa bir yaşını görmeden ölüyor. Ancak yüzde 5’i yetişkin olabiliyor. Ama diyeceksiniz ki 15 bin çocuğun hayatını kurtardınız ama geriye kalan ne olacak?’ Bir damla olsa bile önemli.
Harvard ve Cambridge onaylı tıp üniversitesi
-Türkiye’den de çok sayıda çocuğu tedavi ettiğinizi biliyoruz. Türkiye’deki durum nedir?
Türkiye’ye, derneğimize yapılacak bir yardım sergisi için geldim. Bilfen Çocuk Kulübü resim sergisindeki tüm eserler satıldı ve gelir sağlandı. Şimdi Cenevre Tıp Fakültesi yönetimide onay verirse Türkiye’den 5 yaşındaki Nilay Gülce’yi alıp Cenevre’yedeki merkezimize götürüp ameliyat edeceğim. Çok riskli bir ameliyat olduğundan buradaki cerrahlar haklı olarak ameliyat etmekten çekinmiş ama kapıyıda kapatmamışlar ve aileye benim ismimi vermişler. Gülce’yi ameliyat edip gelişmemiş akciğerleri için damarlar oluşturacağız. Türkiye’de tabii iyi doktor arkadaşlar ve merkezler var. Ama yeni doğan üniteleri daha hijyen olabilir. Türkiye’de bu ameliyatları yapabilecek doktorlar var ama finansman ve merkez eksikliği de var. İstanbul’da, 2017 yılından sonra bir tıp üniversitesi kurmayı düşünüyorum, araştırma ağırlıklı çalışacak. Şu anda bu okulun programlarıyla ilgileniyoruz. Oxford, Harvard, Cambridge ile görüşmelerimiz sürüyor. Onların da olurunu alırsak, buradan yetişen bilim adamları ve doktorlar, Avrupa ve ABD’de eşlerlik sınavına girmeden çalışabilecekler.
Nilay'ıma bir umut doğdu
Nilay Gülce Buyuklı, henüz beş yaşında bir kız çocuğu. Türkiye’de gezmediği hastane, doktor kalmamış. Birden fazla hastalığa sahip olduğu ve yüksek ölüm riski nedeniyle ameliyat etmeyi kabul etmemiş doktorlar. Kızlarının yaşama şansının bulunmadığının söylenmesinin ardından babası Hakan Buyuklı da hayatı kaybetmiş. Anne Nilay Hanım, eşinden kalan 750 liralık maaşla geçiniyor ve çocuğunu tedavi etmeye çalışıyor. Doktorların ‘Bir de Kalangos’a gösterin’ dediğini anlatıyor. İstanbul’a gelen Ord. Prof. Afksendiyos Kalangos’un ‘Ameliyat edebilirim ve sağlığına kavuşabilir’ dediği küçük Nilay Gülce, Cenevre Üniversitesi’nden de onay çıkarsa İsviçre’ye giderek tedavi görecek.
‘BİR DE KALANGOS’A GÖSTER’ DEDİLER
Show TV’de Gülben Ergen’in sunduğu Gülben programında ise Nilay’ı Cenevre’ye götürecek kadar yardım toplanmış. Anne Nihan Buyuklı, yaşadıkları dramı şöyle anlatıyor:
“Kızımın halk dilinde mor bebek denilen bir rahatsızlığı var. Ama bu sadece hastalıklarından biri. Kızım fallot tetralojisi, pulmoner hipoplazi, epilepsi ve hipotermi hastası. Anne karnında 31 haftalıkken gelişimi durmuş ve 35’nci haftada doğum oldu. Kalbinde dört farklı bozukluk olduğu için 30 günlükken beynine pıhtı attı. Beş yaşına kadar iki büyük ameliyat ve üç anjiyo geçirdi. Kızımın ameliyat edilemeyeceği, kalp ve akciğer nakli yapılmazsa yaşama şansı bulunmadığı söylenerek taburcu edildi. Ancak, dünyada tek donörden yapılan altı kalp ve akciğer nakli de başarısız olmuş. Çocuğum beş yaşında ve sekiz yaşından itibaren ölüm riski olduğu, en fazla 13 yaşına kadar yaşabileceği söylendi. Doktorlar ‘Artık yapacak bir şey yok ama bir de Kalangos’a göster’ dedi. Benzer şekilde hasta olan 900 çocuğun ailesinin kurduğu Kalp Kardeşiz Biz grubunun internet ağı üzerinden üç saatte Kalangos Hoca’ya ulaştım. Kendisi de üç gün sonra Türkiye’ye geldi. Şimdi İsviçre Cenevre Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi bize umut verdi. Normal şartlarda 150 bin Frank’a mal olacak olan ameliyat, hastanenin yardım fonunun devreye girmesiyle 20 bin euro maliyetle yapılabilecek. Çocuğuma yaşama umudu doğmasından çok mutluyum.
Source:https://www.star.com.tr/pazar/kutsal-bir-tarafi-var-o-yuzden-hekimim-haber-892952/